Dâhi odur ki, ileride herkesin takdir ve kabul edeceği şeyleri ilk 


ortaya koyduğu zaman herkes onlara delilik der.
1926 (Hikmet Bayur, TTK. Belleten, Cilt: 3, Sayı: X. 1939, s. 254)

Büyüklük ve büyük adam
Büyüklük odur ki, hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhin de bulunacaktır. Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen bunda karşı koyuşları yok eden olacaksın. Önüne sayılamayacak güçlükler yığacaklardır. Kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu güçlükleri aşacaksın. Ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere de güleceksin. 
1908 (Atatürk’ün S.D.V, s. 112)

Bir adam ki büyük olmaktan söz eder, benim hoşuma gitmez. Bir adam ki memleketi kurtarmak için evvelâ büyük adam olmak gerekir, der ve bunun için bir de örnek seçer, onun gibi olmayınca memleketin kurtulamayacağı inancında bulunur, bu, adam değildir.
1908 (Atatürk’le Konuşmalar, Mustafa Baydar, s. 100)

İnsanlar âdetlerini, ahlâklarını, hislerini, eğilimlerini, hattâ fikirlerini geliştirme ve eğitmede içinde yetiştiği toplumun genel eğilimlerinden kurtulamazlar. Fakat bazı büyük yaratıklar vardır ki, onlar yalnız bağlı oldukları topluma karşı kalplerini ve ruhlarını aynı halde tutarlar.
1922 (Atatürk’ün S.D.II, s. 34)

Lider ve liderlik
Şef, görüşünü ve düşüncesini en üstün kabul ettiren, işi yönetendir. Şef, niteliği ve değeri en yüksek olan adamdır. Şef, şef olmalı; ister sivil ister asker…
(Ruşen Eşref Onaydın, Atatürk T. ve D.K.H., s. 46)

Lider ve büyük olaylar
Tarih söz götürmez bir şekilde kanıtlamıştır ki, büyük sorunlarda başarı için yetenek ve kudreti sarsılmaz bir başkanın varlığı şarttır. Bütün devlet adamlarının ümitsiz ve acizlik içinde.. Bütün milletin başsız olarak karanlıklar içinde kaldığı bir sırada, her vatanseverim diyen bin bir çeşit kimsenin, bin bir hareket ve görüş şekli gösterdiği gürültülü anlarda danışmalarla, birçok hatırlı ve sözü geçer kişilere bağlılık gereğine inanmakla, sağlam ve esaslı ve özellikle etkili yürümek ve en sonunda çok güç olan hedefe erişmek mümkün müdür? Tarihte, bu yolda şeref kazanmış bir toplum gösterilebilir mi? 
1927 (Nutuk I, s. 70)

Lider ve konumu 
Yöntem ve kural şudur ki, genel durumu yönetme sorumluluğunu üzerine alanlar, en önemli hedefe ve en yakın tehlikeye, mümkün olduğu kadar yakın bulunur. Yeter ki bu yaklaşım, genel durumu görmekten uzak  bırakacak derecede olmasın.
1919 (Mazhar Müfit Kansu, E.Ö.K. Atatürkle Beraber : Cilt: II,s. 466 – 467)

Lider ve Tutku  
Gerçekte tutkusuz büyük bir iş meydana getirilemez. Fakat onun herhalde millet yolunda bir hizmet amacına yönelmiş olması gerekir. Başkan olan kimsenin, milletin ülküsüne göre hareket etmesi ve milletin psikolojisini bildikten sonra, o milletin eğilimine uyması gerekir.
1930 (Ayın Tarihi, No: 73, 1930)