Operatör Doktor Aytekin Ertuğrul, Cumhuriyet'e gönderdiği '“Olaylar ve görüşler” sayfasında yer alan yazısında Atatürk'ün sirozdan değil, sıtmadan öldüğünü ifade etti.


Dr. Ertuğrul, "Atatürk’ümüzün sıtmadan öldüğü kesindir. Ancak konu tartışılmakta ve yapılan yanlışta ısrar edilerek yaratılmış olan karmaşa devam ettirilmektedir. Bu yanlışın devamında ısrarlı olanlara rağmen artık Türk milleti Atatürk’ün alkolik sirozdan değil de sıtmadan öldüğüne dair belge, delil ve yayınlara kavuşmuştur" ifadesini kullandı.


Op. Dr. Aytekin Ertuğrul'un yazısı şu şekilde:


'Türk milleti artık Atatürk’ün sıtmadan öldüğünü öğrenmiş ve kabul etmiştir. Bunun aksini savunmak boş bir gayrettir. Atatürk sıtmadan öldüğü halde, 'alkolik sirozdan öldü' diye tarihe gerçek dışı not düşen dahili ve harici bedhahlardan, bu yanlışı okul kitaplarından çıkarmayanlardan Türk milletinin hesap sormakla mükellef bulunduğu asla unutulmamalıdır.


‘Atatürk Alkolden Değil Sıtmadan Ölmüştür’ başlıklı Türkiye’de konu hakkındaki ilk yazımız ‘Birlik (*)’ dergisinin Ocak 1999 tarihli 119. sayısında yayımlanmıştır. Aradan tam 20 yıl geçmesine rağmen tersini savunan bir yazı bile yazılamamıştır. Konu Türk milletine mal olmuştur.


Atatürk’ün ölümcül hastalığı hâlâ daha ne yazık ki bazı küçük kesimlerde tartışılmaktadır. Bir şeyin tartışılması demek o şeyin kesin doğruluğuna ulaşılamamış veya açıklığa kavuşmamış olması demektir.


Ancak Atatürk’ün ölümcül hastalığı için bu genel kural doğru değildir. Bu konu kesinlik kazanmıştır. Yani Atatürk’ümüzün sıtmadan öldüğü kesindir. Ancak konu tartışılmakta ve yapılan yanlışta ısrar edilerek yaratılmış olan karmaşa devam ettirilmektedir. Bu yanlışın devamında ısrarlı olanlara rağmen artık Türk milleti Atatürk’ün alkolik sirozdan değil de sıtmadan öldüğüne dair belge, delil ve yayınlara kavuşmuştur.


'TEDAVİSİ EKSİK YAPILMIŞTIR'


Daha önemlisi Atatürk sıtma sirozu olmasına karşın alkolik siroz diye yanlış teşhis konulduğundan tedavisi de eksik ve yanlış yapılmıştır. Basit bir splenektomi (dalağın çıkarılması) uygulanmamıştır. Karındaki sıvıyı boşaltmak amacıyla günümüzde hiç geçerliği olmayan salyrgan (civalı diüretik) kullanılması insani ürküten bir uygulamadır. Artık uygulamadan kalkmıştır.


BİLİM KABUL ETMEMEKTEDİR


Prof. Dr. Sait Kapıcıoğlu Güncel Gastroenteroloji dergisinin 1997 Ekim sayısında aynen şunları yazmaktadır: 'Türk halkı Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk’ün alkole bağlı siroz hastalığından öldüğünü bilir. Çünkü sirozun alkolden olduğuna inanır. Oysa bunun doğru olmadığı bu günkü bilgilerimize göre ortaya çıkmıştır...'


Bilim, Atatürk’ün ölümcül hastalığının alkolik siroz olabileceğini kabul etmemektedir.


GATA’da uzun yıllar Halk Sağlığı Kürsüsü Başkanlığı yapmış olan Prof. Dr. Necip Berksan aynen şöyle demektedir: 'Atatürk Kurtuluş Savaşı yıllarında hiç içki içmemiştir. İçki içtiği zaman bile hareketleri ve konuşma düzeni hiç bozulmamış, fikir ve düşüncelerini gayet sağlıklı bir biçimde ortaya koymuştur. Bu gözlemler bırakınız Atatürk’ün siroz olacak kadar içmesini, sarhoş olacak kadar bile içki içmediğini gösterir...'