Amerikalı müzik grubu Brass Against'in solisti Sophia Urista'nın sahnede yaptığı çirkin eylem, kültürel yozlaşmanın zirvesini gözler önüne serdi. Sanatçılar konuyu Aydınlık'a değerlendirdi

ALİ ULUSOY

ABD'li rock yıldızı Sophia Urista’nın, Florida'daki bir konser esnasında sahnede hayranının suratına idrarını yapması, tepkiyle karşılandı.

ABD'li rock grubu Brass Against'in solisti Sophia Urista'nın, Florida eyaletindeki Daytona'da düzenlenen Rockville'e Hoş Geldiniz festivalinde, sahneye çıkardığı bir kişiyle yaptığı eylem, tartışmalara neden oldu. Olay haber sitelerinde hızla yayıldı, Urista'nın bu eylemi gündeme gelmek amacıyla yaptığı yorumları yapıldı.

Aydınlık'a değerlendirmelerde bulunan müzisyen ve akademisyenler, bu olayın tekil bir olay olmadığını, sosyolojik altyapısının bulunduğunu belirttiler. Prof. Dr. Caner Karavit, bu eylemin sanat kulvarında değerlendirilecek bir olay olmadığını, psikolojik bir vaka olduğunu belirtti. Psikolojide “sınırları aşmak” olarak özetlenebilecek borderline kişilik bozukluğuna sahip bu tarz insanların, sansasyondan beslendiklerine ve onların üzerinden para kazananlar tarafından kullanıldıklarına dikkat çeken Karavit, bu olayda estetik veya kavramsal bir neden aramanın gereksiz olduğunu söyledi.

NE OLMUŞTU?

Görüntülerin sosyal medyada yayılması ve tepkiye neden olmasının ardından Brass Aganist grubu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Dün gece Rockville'e Hoş Geldiniz'de harika zaman geçirdik. Sophia kendini kaptırdı. Bu, grubumuzun geri kalanının beklediği bir şey değildi ve şovlarımızda tekrar göreceğiniz bir şey de değil" ifadelerine yer verdi. Sophia Urista ise önceki gün yayınladığı mesajda "Müzikte ve sahnede sınırları her zaman zorladım. O gece sınırları fazla zorladım" ifadelerini kullandı. Urista, yaptıklarından rahatsız olan herkesten özür dilemek istediğini ve amacının onları üzmek olmadığını belirtti.

Haberlerde olayın polise intikal ettiği, Urista’nın 1 yıla kadar hapis ya da 1000 dolar para cezasıyla karşı karşıya kalabileceği bildirilse de önceki gün Independent'in haberine göre ABD Polisi, olayla ilgili herhangi bir rapor sunulmadığını açıkladı.

'GRUBUN MÜZİĞİNE GÖLGE DÜŞTÜ'

Trompet sanatçısı Onurcan Çağatay, olayı şöyle değerlendirdi:

“Maalesef yozlaşmış toplumlarda çokça işe yarayan 'reklamın iyisi kötüsü olmaz' anlayışıyla yapılmış çirkin bir hareket. Ve yine maalesef tüm dünyada konuşularak amacına ulaşmış bir davranış. Benim de severek dinlediğim ve takip ettiğim bir grup aslında Brass Against. Ancak yaptıkları o güzel müziğe gölge düştü.”

'AMERİKA'NIN ÇÖKÜŞ SAHNESİ'

Şair Hüseyin Haydar da konuyla ilgili sosyolojik bir değerlendirme yaptı. Haydar şunları söyledi:

“Amerika'nın çöküş sahnesi... Bu tekil bir olay değil: Bir çöküş, çürüme ikliminin sahnesi. Esrar, kokain, her tür uyuşturucu... Yok olan onur duygusu, insanın kendine yabancılaşmasının zirvesi. Z Kuşağını bekleyen son da denebilir.”

TULUYHAN UĞURLU: BATI BİTTİ!..

Konuyu ünlü Piyanist Tuluyhan Uğurlu'yla konuştuk. Batı'nın bize verebileceği çok bir şey olmadığını belirten sanatçı şunları söyledi: “Gidersiniz, eğitim alabilirsiniz, uğraşırsanız doktora da yapabilirsiniz, ama o kadar... Ben asla orada yaşamayı düşünmedim. Yıllar evvel döndüm geldim. Çok da iyi yapmışım, sonuçta gökyüzü aynı gökyüzü, değişen bir şey yok. İlham kaynağı, esin kaynağı, asilzadelik, asalet, mertlik, bunlar hep bizim topraklarımızda olan şeyler. Batı'da bunlar yok. Bunların olmadığı yerde de bizim varolmamız mümkün değil. Orada köklü bir asalet olmadığı için bu tarz taşkınlıkları kolaylıkla yapabiliyorlar.”

Batı medeniyetinin sonuna gelindiği sinyallerinin belirginleştiğini belirten Uğurlu, “Biz sahneye küçük çocukları çıkarıyoruz, 'sahne ibadethanedir' diyoruz mesela... Onlar ise sahnede milletin gözü önünde böyle şeyler yapıyor. Yazık... Utanılacak bir şey, utanma olmadığı için de bir şey diyemiyorum. Batı bitti!..”