“Evrende en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir.’’ – Albert Einstein

Bilgiyi sorgulamanın önemi nedir? Toplumlarda bilgi eksikliği neden kaynaklanır ve sonuçları nelerdir? 

Günümüz insanlığının kitaba ve bilime karşı azalan ilgisini göz önünde bulundurarak bu iki soruyu ele alalım bu yazıda…

Bertrand Russell’in ‘Sorgulayan Denemeler’ adlı kitabı her şeyi açıkça ortaya koymuş gibi. ’Kuşkuculuğun Önemi’ adlı ilk bölümünde doktrin olarak “Doğru olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmayan bir önermeye inanmak sakıncalıdır”cümlesi günümüz insanlarının bilime ve eğitime karşı olan öngörüsünü açıklıyor.

Araştırmadan, sorgulamadan kazanılan bilgi istemsiz kazanılmış bir bilgidir.

En basitinden toplum olarak kitap okuma alışkanlığı kazanılması ilk evre için sorgulama yeteneğini güçlendirip rasyonel düşünceye etik değerler kazandırabilir. Basit bir yaşam tarzı seçmiş ve tek odaklı düşünceyle –ki düşünce denilebilirse bana göre alışkanlık yaşayan toplumların bilim ve bilim odaklı konulara uzak olması tamamen doğaldır.

Bertrand Russell’in sözünü matematik eğitimi üzerinde kullanacak olursak soyut olan Matematik Bilimini somut olarak daha rahat algılayabileceğimize inanıyorum.

En basitinden günlük hayatın dışında, bilim okuyan insanların ona inanması için verilen teoremlerde ispat yollarına gidip doğruluğunu test etmeleri sorgulamadan bir bilgiye sahip olunamayacağının bir göstergesidir. Örneğin en basitinden soyut matematik dalının kümeler cebiri konusunda ;

TEOREM; a) Her küme boş kümeyi kapsar.

Bu teoreme göre sorulacak en güzel soru NİYE KAPSAR ?

Neyin nereden geldiğini, niçin geldiğini, neleri kapsadığını sorgulayan toplumlarda okumanın ve bilimin geliştiğini çok rahat görebiliriz.

Sorgulama evresi sadece bilim odaklı değil sosyal, ekonomik, tarihsel, siyasi alanlarla da toplumun uygulaması gereken bir evredir. Bir bilgiyi sorgulamadan doğruluğuna inanmak başka beyinlerin düşüncelerini aynı şekilde doğrusunu, yanlışını bilemeden tekrar etmekten başka bir şey değildir.

Sokrates öğretmenlere çağrısında öğrencilere bir şeyler öğretmemeleri gerektiğini ve onların sadece düşünmelerini sağlamaları gerektiğini söyler.

Düşünen insan öğrenir. Düşünen insan, sorgulama yeteneğini geliştirip, ulaşması gereken bilgiyi kendi yöntemleriyle bulur. Bunu göze alarak eğitimcilerin  bir şeyler öğretmeyi değil düşünmeyi öğretmeleri gerekir. Eğitim sistemlerinin kalitesini yükseltmeyen toplumlar ezberci ve pragmatist olmaya mahkum edilirler ve ezbere dayalı bilgi zamanla cehalete yol açar.

Dünya genelinde, ülkeler arası eğitim seviyesi bir toplum için en önemlisidir. Bilmeyen, sorgulamayan toplum zaman içinde yok olur. Zaman içinde yok olmaya giden toplumlar, başkaları tarafından kullanılmaya mahkum  olur.

Sorgulama yeteneğinin artması dileğiyle…

MERT TURHAN

Matematiksel