Bulgaristan’da tarihçi Prof. Dr. Stoyan Dinkov, “Biz, Türkler ile neden yolumuzu ayrı tutalım? Neden ayrı düşelim? Bizim tarihimizdeki tüm bulgular bizim de Türk asıllı olduğumuzu gösteriyor.” ifadelerini kullandı.

“OSMANLI, BULGARLARI YOK OLMAKTAN KURTARDI”

Osmanlı idari ve sosyal uygulamaları ile Bulgarları yok olmaktan kurtardı” diyen Prof. Dr. Dinkov, yakın geçmişte Türk asıllı Bulgaristan vatandaşlarını zorla Bulgarlaştırmaya çalışanlara tarih dersi veriyor. Asıl Bulgarların Türk kökenli olduğunu iddia eden tarih profesörü, bazı Bulgar çarlarının Türk asıllı olduklarını, kullandıkları dilin de Türkçe olduğunu belgeleriyle ortaya koyuyor.

Türkler ile Bulgarların aynı soydan geldiğini de ileri süren Prof. Dr. Dinkov TürkBulgar ilişkilerinin samimiyet temelli bir bakış açısı ile tekrar yapılandırılması gerektiğini belirtiyor. Dinkov’a göre bunun Avrupa Birliği’ne yansıması da olumlu olacak, aynı zamanda AB’ye de daha kuvvetli bir katılım sağlayacak.

“BULGARLAR VE BULGAR ÇARLARI TÜRK KÖKENLİYDİ”

Dinkov o dönemde Türk asıllı Bulgaristan vatandaşlarını zorla Bulgarlaştırmaya çalışanlara tarih dersi de veriyor adeta. Asıl Bulgarların Türk kökenli olduğunu iddia eden tarih profesörü, bazı Bulgar çarlarının Türk olduklarını, kullandıkları dilin de Türkçe olduğunu belgeleriyle ortaya koyuyor.

Bu konuda “Turan tarihi” adıyla yayımlanmış kitabı olan Stoyan Dinkov’un tezleri Bulgar siyasi tarihinde de mevcut. Geçmişte Bulgar tarih araştırmacılarının bazıları da bu iddiaları ortaya atmış, ancak Stoyan Dinkov kadar ses getirememişlerdi.

“OSMANLI KÖLELİK UYGULAMADI”

Profesör Stoyan Dinkov, Osmanlı ile Bulgarların karşılaştıkları dönemde 300 bin nüfuslu, birkaç bölgeden ibaret olan Bulgaristan’ın, zaten gönüllü bir şekilde Osmanlı hükümdarlığına sığındığını bu şekilde de etnik kimliğini koruyabildiği görüşünde.

1878’deki OsmanlıRus savaşından sonra yapılan ilk sayımda, Bulgaristan’ın nüfusunun 7 milyondan fazla çıkmasının kendi tezini doğruladığını da iddia eden Dinkov, Osmanlı’nın Balkanlara ilk ayak bastığında, karşısında aç ve sefil bir Bulgar halkı bulduğunu, onu giydirip karnını doyurduğunu, diline, dinine ve kültürüne sahip çıktığını ve ortada asla bir Türk köleliği olmadığını söylüyor.