Şanslı bir çocukluk ve eğitim sürecinin ardından hayatının aşkını buldu Can. Onunla tam 43 yıl geçirecek kadar da şanslıydı.
Kendine has bir havası vardı hep. Can Babası oldu sevenlerinin. Sesinden dinlediğimiz her şiiri, hani denir ya, içimizin dokunulmaz denilen yerlerine dokundu sanki.
Biz onu sevdik, o sevmenin ta kendisini. Sevdiği ne varsa kendisine yakıştırdı, Can yaptı onları sonra. Öyle ki, bir günebakan çiçeğinde, Datça’nın güneşinde hala onun varlığının kokusu dolanır belki de; biz anlayacak duygusallığa erişemeyiz…
20 yıl önce bugün ayrıldı aramızdan Can Yücel. Onu, şiirlerinden, yazılarından alıntılarla anıyoruz…
Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
Bol çelik, bol yıldız, bol insan
Bir gece sevgi duvarını aştık
Düştüğüm yer öyle açık seçik ki
Başucumda bi sen varsın bi de evren
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi...
(Sevgi Duvarı)
*
Ölüm bir eşek şakasıdır
Gelir, geçer, göçer.
(Mekanım Datça Olsun)
*
Yepyeni bir insan
Pırıl pırıl bir can
Bitecek toprağa...
(Ölüm ve Oğlum)
Ölüm nedir diye sorsalar,
Toprakla apdest almaktır derim.
Sular kesildiği zaman,
Kâfirler tarafından.
(Güle Güle – Seslerin Sessizliği)
*
Ölüm korkusu, aslında bir kokudur.
Bahara buhurdan bir Lokman,
Toroslar'da bir Elif bir Karacaoğlan.
Ölüm korkusu bir daha yaşamayacağına dair,
İnce bir kekik kokusudur.
(Güle Güle – Seslerin Sessizliği)
*
Ne tuhaf şey yaşamak
Ne tuhaf her tarafım
Titreye titreye titreye
Ne tuhaf ölüyorum.
Tuhafiye dükkânıyım sanki,
Tuhaf bir aşk kalmış içimde;
Gözüm arkama tuhaf bakacak.
(Güle Güle – Seslerin Sessizliği)
Öyle parçalandım ki ömrümde,
Sevgiyle öfke arasında.
Sevgimi öfke vurdu;
Öfkemi sevgi kaçırdı.
İçim parçalandı arada.
(Sevgi Duvarı)
*
Sana bin kez söyledim be evladım;
Dişlerinle tırnaklarını yiyeceğine,
Gözlerinle gökyüzünü yesen ya!
(Rengahenk)
*
Ölmek ki senin;
Başlayıp da bitiremediğin,
Allah bilir kaçıncı bin şiirin...
(Canfeda)
*
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif.
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç.
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü…
(Güle Güle – Seslerin Sessizliği)
Her şeyin kadar değil, değeri kadar seveceksin.
Çünkü beklentin ne kadar çok olursa, o kadar kırılırsın.
(Sevgi Duvarı)
*
Mesele sevmek değil azizim,
Kime sorsam herkes seviyor zaten…
Mühim olan güzel sevebilmek;
Kırmadan,
Dökmeden,
Yormadan,
Acıtmadan…
(Sevgi Duvarı)
*
Cıvıl cıvıldı gözleri,
Yeni dağılmış bir ilkokul gibi...
(Sevgi Duvarı)
*
Ama dünyada her şey olması gerektiği gibi olmuyor ki...
(Rengahenk)