Doç. Dr. Oytun Erbaş, Habertürk'e konuştu ve "Corona virüsün akciğere tutunduğu yer ACE/2 proteini. Ona tutunuyor ama o aynı zamanda akciğerde iltihabı önleyen bir protein. Onu bozduğu için aşırı bir iltihaplanma ve su toplama oluşuyor. Bu protein en çok Asyalı erkeklerde var. Onların etkilenmesi kadınlara göre 34 kat fazla. Onun için temel risk grubu erkekler. Diğer bir sorun da sigara içenlerde bu protein daha fazla, bu yüzden de virüsün tutunması daha fazla. Duman virüsün tutunmasını hızlandırıyor.. Virüs, bütün dünyaya yayılsa beyaz ve siyah ırkta büyük oranda ölümler görülmeyecek. Biz Akdeniz ırkıyız, Asya'dan da aldık ama saf Asyalı değiliz." dedi.

Oytun Erbaş sıradan biri değil. Halen farklı üniversitelerde fizyoloji dalında öğretim üyeliği yapmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri Illinois eyaletindeki "Experimental Medicine" ve GebzeKocaeli'deki Tübitak Teknoloji Geliştirme bölgesinde "Deneysel Tıp" İlaç ARGE laboratuvarlarının kurucusudur.

***

Bu "Asya ırkı" konusunu not edelim ve Banu Avar'ın mesajına bakalım. Avar diyor ki, "Corona virüsü IŞİD'e benzemiyor mu? Amerika'nın tehdit ettiği yerlerde ortaya çıkıveriyor, Çin'i kırıp geçiriyor; İran'ın sınırlarını kapatıyor, İtalya'nın petrol gaz şirketlerini durduruyor..."

Yine Yasemin Kayhan, eski yazılarımdan pasajlar alarak, Oytun Erbaş'ın Asyalı erkek tespitinin ışığında, "Etrüsklerin Türklüğü İtalyan üniversiteleri tarafından da ispatlanmıştır. Avrupa medeniyeti, Etrüsk temeline dayanır." tespitimi, "Korona virüsü Avrupa'yı vurmaya İtalya'dan başladı" haberiyle birlikte Banu Avar'a gönderiyor.

Kayhan, 22 Ocak 2012'da yazdığım "CIA ve Türklerin genetik şifreleri!" başlıklı yazımdan da alıntılar yapıyor.

O yazıda Dr. Cemalettin Bekpen'in "Türkiye'de genomik çalışmalar başladı ve 'Genomik DNA Çeşitlilik Haritası' çıkarıldı diyebiliriz. Ekipte Harvard, Simon Fraser ve Bilkent Üniversiteleri'nden uzmanlar da vnetik yapısına göre farklı virüs geliştirilmesi bilimsel olarak mümkün müdür? Bu konuyu, konunun uzmanına sormuş ve "evet" cevabı almıştım. Yani sadece belirli genetik özellikleri taşıyanlarda etkili olabilecek virüs üretmek mümkündür. O yazımda şu verileri de kullanmıştım:

Macit Gürbüz, Selenge Yayınları arasından çıkan "Kürtleşen Türkler" eserinde şu bilgileri vermişti:

"Genetik çalışmalarından biri de 1991 yılında başlatılan 'İnsan Genom Çeşitliliği Projesi'dir. Bu konuda yer olarak Orta Asya seçilmiştir! Sonuçta Avrupa ve Amerikalıların tek bir bölgeden, Orta Asya'dan, yani Kazakistan ve bütün Türkistan'dan dünyaya dağıldığını gösteriyor."    Amerikan üniversitelerinin uzun zamandan beri Türklerin genetik yapısı üzerinde araştırmalar yaptığını da biliyoruz.

Amerkalıların, Doğu Karadeniz'de "bilimsel deneyler yapıyoruz, burada salgın bir hastalık var mı tespit ediyoruz" gibi sözlerle yöre halkından kan örnekleri alarak ABD'ye gönderdikleri ve bölge halkının genetik haritasını çıkarmaya çalıştıkları biliniyor.

Bu arada gen araştırmacıları, nesilden nesile kendini temizleyen genin sadece Türklerde bulunduğunu tespit etti. Diğer milletlerin genleri ise her nesil daha kötüye gidiyor. Bu sebeple, dünyada Türklerle evlenmek modası gizli gizli yayılıyor. Özellikle Atatürk'ün doğduğu Makedonya'daki Yörüklere yoğun ilgi olduğu söyleniyor. İlginçtir, Dr. Oktar Babuna için düzenlenen "ilik nakli için uygun kişi" arama temalı kampanya sırasında sadece Balkan kökenli Türklerden kan alınmıştı. Kanlar da ABD'ye gönderilmişti.

***

"Nesilden nesile kendini temizleyen Türk geni" konusu, bilimsel bir iddiadır ama Türk bilim adamları, yine de corona virüs veya benzeri tehditler karşısında uyanık olmak ve milleti daha fazla bilgilendirmek durumundadır.