MADRİD Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Dr. Metehan Çifdalöz, koronavirüsünün açık havada bulaşmasının çok zor olduğunu belirterek, "Diyelim hapşırdınız, virüsler sizin ağzınızdan çıkan sıvıların havada oluşturduğu damlacıkların içerisinde kalabilirler. Ancak yer çekimiyle yere inerler. Üstelik hasta olabilmeniz için bir virüs yetmez. Yoğun olarak mukozalara, ağzınıza, akciğerinize gelmesi lazım. Yani diyelim biri hapşırdı ve o ortama 10 dakika sonra girdiniz. Oradan virus kapma ihtimaliniz çok düşüktür. Virüsü almanız, hasta ya da taşıyıcı biriyle yakın temas halinde olmanız; ya da küçük, havasız ve kapalı bir yere, fazlaca enfekte insan hapşırdıktan sonra girmeniz halinde mümkün olabilir" dedi.
"Sokakların yıkanmasına gerek yok"
Avrupa ülkelerinde sokakların dezenfekte edilmemesi tartışmalarına da açıklık getiren Dr. Çifdalöz, "Otobüsler ve trenler dezenfekte edilebilir. Buralar daha kapalı ve küçük alanlar. Virüsün büyümek için seveceği ve insanların temas ettiği alanlar. Meydanların, sokakların yıkanması çok mantıklı değil. Çünkü buralarda zeminle direkt temas etmiyorsunuz ve virüsü taşımanız zor. Virüsün bulaşması bulunduğu materyale, sıcaklığa, virüs miktarına ve o virüsün yüzeye nasıl taşıdığına bağlı. Örneğin elinizle bulaştırırsanız hücreler de taşınır ve virüsün hayatta kalabilmesi için yeterli ortamı sağlar. Bu nedenle hapşırırsanız veya elinizle bulaştırırsanız virüs daha uzun süre hayatta kalır. Dolayısıyla otobüslerde ve trenlerde dokunulan yerlerin düzenli aralıklarla dezenfekte edilmesi mantıklı. Ayrıca meydanların ve sokakların yıkanması, insanlara buraların güvenli olduğu hissini verebilir ve insanları çıkmaya teşvik edebilir. Evlerde kalmaya yönlendirmek daha önemli" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'dekiler ciddiye almıyor"
Türkiye'deki insanların virüsü ciddiye almadıklarını düşündüğünü dile getiren Dr. Çifdalöz, "Birçok insan 'Bize bir şey olmaz' havasında ama herkese bir şey olabilir. İnsanların gerçekten izole edilmesi lazım. Bu virüs insandan insana bulaşıyor. Bunu minimize etmek gerekir. İspanya'da insanlar bu yöndeki uyarıları dinliyorlar. Polis buna uymayanları cezalandırıyor. Bu bir kişisel sağlık konusu değil, halk sağlığı konusudur. Dolayısıyla konunun ciddiyetini iyi anlamak gerekiyor" şeklinde konuştu.
Dr. Metehan Çifdalöz
Lisans ve Yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde tamamladıktan sonra kısa bir süre Japonya’da araştırmalarda bulundu. Ardından doktora eğitimini İspanya Ulusal Kanser Araştırma Enstitüsü’nde tamamladı. 2010 yılından beri Madrid’de yaşamakta olup, şu anda özel sektörde Bilimsel Proje Yöneticisi olarak çalışmaktadır.