"Hakimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye müzakereyle, münakaşa ile verilemez. Hakimiyet, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır."
"Burada içtima edenler meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir."
Mustafa Kemal Paşa
Yeni devletin, TBMM’nin üstünde hiçbir gücün kabul edilmeyeceğini açıklanması zaten Osmanlı Devletinin varlığı fiilen ortadan kaldırmıştır. Hukuki olarak bu sert ama etkili kararın alınması kolay olmadı. Mustafa Kemal’in yanındakiler bile bu durma tepki göstermiştir. Lozan Konferansına iki hükümetinde çağrılması bu iki başlılığı ortadan kaldırmanın gerekliliğini ortaya koydu.
Mustafa Kemal’in meşhur konuşmasıyla beraber millet egemenliğini yanında kişisel egemenliğin de sürdürülmesinin akla aykırı olduğunu belirttikten sonra, 1 Kasım 1922’de Saltanat kaldırılmıştır. Meclis 16 Mart 1920’de İstanbul’un işgal edildiği günden başlayarak Osmanlı Saltanatının sona erdiğini hükme bağlamıştır. Vahdettin daha karar çıkmadan İngiliz Savaş gemisiyle İstanbul’dan ayrılmıştır. Barış konferansına davet sorunu gerekçe gösterilse de Saltanatın kaldırılmasının gerçek nedenleri tarihsel gerekçelere dayanmaktaydı:
620 yıllık bir haneden olan Osmanlıların çağın gerisinde kalması ve ömrünü tamamlamış olması.
Birinci Dünya savaşından sonra birçok yerde monarşilerin yıkılması ve cumhuriyet yönetiminin kurulması.
Bir ailenin iradesine dayalı yönetimlerin zamanın anlayışına ters düşmesi.
Mustafa Kemal’in ulusal egemenliğe dayanan, laik ve demokratik bir devlet oluşturmaya çalışması.
Saltanatın kaldırılması veya padişahlığın kaldırılması, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1 Kasım 1922'de kabul ettiği 308 numaralı "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, hukuku hâkimiyet ve hükümraninin mümessili hakikisi olduğuna dair" adlı kararnamesi ile gerçekleşmiştir. Saltanatın kaldırılmasıyla beraber Osmanlı İmparatorluğu resmen sona ermiştir.
Kararnamenin ilanından sonra sadrazam Tevfik Paşa başkanlığında 4 Kasım günü son toplantısını yapan Osmanlı hükûmeti istifasını padişaha sunmuştur. 5 Kasım'da Ankara hükumetinin İstanbul'daki temsilcisi Refet Paşa (Bele) tüm bakanlık müsteşarlarını Divanyolu'ndaki Şark Mahfilinde toplayarak her türlü faaliyete son vermelerini tebliğ etmiştir. 7 Kasım'da Babıali'deki başbakanlık dairesi resmen boşaltılmış ve Osmanlı Devleti'nin resmî gazetesi olan Takvimi Vekayi'nin yayınına son verilmiştir.