Zihinsel dayanıklılık geliştirilebilen bir özelliktir…
Önce zihinsel dayanıklılığı tanımlayalım: “Çok çalışabilme ve başarısızlık ya da kötü durumlar karşısında sarsılmadan durabilme yeteneği; kişilerin sıkı çalışarak uzun erimli tutkuları ve hedeflerine odaklanabilmesini sağlayan içsel kalite.”
Şimdi de zihinsel dayanıklılığın adını koyalım: Dişini sıkabilmek.
Dişini sıkabilmek, her başarılı insanın sahip olduğu özellikleri neredeyse mükemmel biçimde tarif eder.
Örneğin, başarılı insanlar anlık zevkleri öteleme konusunda harikadır. Başarılı insanlar yanlış ama çekici şeylere karşı koymak konusunda da harikadır. Başarılı insanlar, yapmaları gerekeni yapmak için korkularının üstesinden gelmekte de harikadır. (Elbette bu korkmadıkları anlamına gelmez – cesur oldukları anlamına gelir, arada büyük fark var.) Başarılı insanlar sadece önceliklendirmekle kalmaz, aynı zamanda en büyük önceliklerini sürekli olarak uygulamaya koyar.
Tüm bu özellikler zihinsel güç ve dayanıklılık gerektirir – dolayısıyla bu özelliklerin başarılı insanlarda ortak olarak bulunması şaşırtıcı değildir.
Peki ama ne yapmalıyız derseniz, bazı öneriler paylaşalım sizlerle
1. Her zaman, kontrol tümüyle sizdeymiş gibi davranın.
Ignatius’a atfedilen bir söz vardır: “Tanrı herşeyin icabına bakacakmış gibi dua edin, ama herşey size bağlıymış gibi davranın.”
Aynı ilke şans için de geçerlidir. Çoğu insan, şansın başarı ya da başarısızlıkla çok ilgisi olduğunu düşünür. Başarılı olurlarsa şansları yaver gitmiştir, ya da tersi.
Oysa başarılı insanların çoğu, şansın sadece bir faktör olduğuna inanır. Ama iyi şansı beklemez ya da kötü şans hakkında endişelenmezler. Başarı ya da yenilgi, sadece kendi kontrollerindeymiş gibi hareket ederler. Başardılarsa, buna onlar sebep olmuştur. Başarısız oldularsa, sebep yine kendileridir.
Şansınızı kontrol edemezsiniz, ama kendinizi kesinlikle kontrol edebilirsiniz.
2. Hiçbir şekilde etki edemeyeceğiniz şeyleri bir kenara bırakın.
Zihinsel dayanıklılık bir kas gibidir — Kimsede sonsuz miktarda bulunmaz. Yani?
O zaman, neden bu sınırlı kaynağı kontrol edemeyeceğiniz şeylere harcayasınız ki?
Bazı insanlar için bu siyasettir. Bazıları için aile. Diğerleri için küresel ısınma. Önem verdiğiniz, ve başkalarının önem vermesini istediğiniz ne varsa o…
Şahane. Yapabileceğinizi yapın: Bir kulağınızı kabartıp dinleyin. Geri dönüşüm yapın ve karbon atıklarınızı azaltın. Yapabileceğiniz neyse, onu yapın. Kendi değişiminizi gerçekleştirin, ama diğer herkesi değiştirmeye çalışmayın.
(Değişmeyeceklerdir).
3. Geçmişi sadece değerli bir eğitim olarak görün… daha ötesi değil.
Geçmiş değerlidir. Hatalarınızdan öğrenin. Başkalarının hatalarından da öğrenin.
Sonra bırakın gitsin.
Söylemesi kolay, değil mi? Nereden baktığınıza göre değişir. Başınıza kötü bir şey geldiğinde, bunu bilmediğiniz birşey öğrenmek için bir fırsat olarak görün. Başka birisinin yanlışına tanık olduğunuzda, ondan sadece öğrenmekle kalmayın, onu nezaket, merhamet ve anlayış için bir fırsata çevirin.
Geçmiş sadece eğitimdir. Sizi tanımlamaz. Neyin yanlış gittiğini düşünün, ama bunu sadece gelecek sefere aynı hatayı tekrarlamamak üzere yapın ve etrafınızdaki insanların da bunu bilmesini sağlayın.
4. Başkalarının başarılarını kutlayın
Çoğu insan başarıyı sıfır toplamlı bir oyun olarak görür: herşey etrafta olup bitmektedir ve birisi büyük bir başarı elde ettiğinde kendi yıldızlarının ışığının azaldığını düşünürler.
Bir arkadaşınız şahane bir iş yaptığında, bu sizin başka bir şahane bir şeyi beceremeyeceğiniz anlamına gelmez. Aslında, mesele başarı ise, tüyleri az olan kuşlar birlikte uçmaya daha yatkındır. Yani başarısı az olan arkadaşlarınızı kendinize daha yakın tutun.
Şahane işleri yaratın ve kutlayın, nerede bulabilirseniz. Zaman içinde, kendinizde daha da fazlasını buluyor olacaksınız.
5. Kendi kendinize sızlanmak iznini vermeyin. (Ya da şikayet etmek, ya da eleştirmek)
Sözlerinizin gücü büyüktür. Özellikle sizin üzerinizde. Sorunlarınız hakkında sızlanmak kendinizi her zaman daha kötü hissettirir, daha iyi değil.
Yani, eğer birşeyler yanlışsa zamanınızı şikayet ederek geçirmeyin. O zihinsel enerjiyi meseleyi iyileştirmekle harcayın. Neyin yanlış olduğu hakkında konuşmayı kesin. İşleri nasıl daha iyi hale getireceğiniz üzerinde konuşun, konuşma sadece kendi kendinizle olsa bile.
Aynı şeyi iş arkadaşlarınız ve dostlarınız ile tekrarlayın. Sadece üzerinde ağlayabilecekleri bir omuz sahibi olmayın. Gerçek arkadaşlar, arkadaşlarının sızlanmasına izin vermezler, onların yaşamlarını iyileştirmelerini sağlamaya çalışırlar.
6. Kendinizi etkilemeye odaklanın
Kimse sizi giysileriniz, arabanız, sahip olduklarınız, ünvanlarınız ya da başarılarınız nedeniyle sevmiyor. Bunların hepsi “şeyler”. İnsanlar sizin “şeyler”inizi sevebilir, ama bu onların sizi sevdikleri anlamına gelmiyor.
(Elbette, yüzeyde sizi seviyor gibi görünüyor olabilirler, ama yüzeysel olan aynı zamanda materyalisttir ve maddeye dayanan bir ilişki gerçek bir ilişki değildir.)
Gerçek ilişkiler sizi mutlu eder ve siz gerçek ilişkiler kurmaya ancak başkalarını etkilemeye çalışmaktan başlayıp kendiniz olabildiğinizde başlarsınız.
Ayrıca bu size sizin için önemli insanlara ayırabilmeniz için daha fazla zihinsel enerji verecektir.
7. Sahip olduklarınızla mutlu olmayı bilin.
Her akşam yatmadan hemen önce bir saniye durun ve neye sahip olmadığınıza üzülmekten vazgeçin. Başkalarının sahip olduğu ve sizin olmadığınız şeylere takılmayı bırakın.
Neye, nelere sahip olduğunuzu düşünün. İyi hissettiriyor, değil mi?
Kendiniz ile ilgili iyi hissetmek zihinsel pillerinizi yeniden şarj etmek için bulabileceğiniz en iyi yoldur.
Çeviri: Utku Kaynar
Orijinal Makale : 7 Habits of People With Remarkable Mental Toughness
Matematiksel